Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) olanlar olmayanlarla karşılaştırıldığında sonuçta birçok açıdan olumsuzluklar yaşadığı yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Akademik ve mesleki ortamlarda daha fazla güçlük, daha sık iş değiştirme, işlerinde daha az verimli olma, daha az gelir düzeyine ulaşma, yöneticileri tarafından daha olumsuz değerlendirilme, daha çok trafik cezası alma, daha çok trafik kazasına karışma, evlilik ve iletişim sorunları, daha çok boşanma, ebeveyn olduklarında çocuk eğitimiyle ilgili güçlükler yaşama, ergenlikte ve sonrasında daha çok istenmeyen gebeliklere ve cinsel yolla bulaşan hastalıklara maruz kalma, daha fazla psikiyatrik sorunlar yaşama, daha çok ekonomik sorunlar yaşama tedavi edilmeyen erişkinlerin yaşadıkları sorunlar arasında sayılabilir. Zaten bir çok erişkin aslında bu olumsuz sonuçlardan bir ya da bir kaçı ortaya çıktından sonra bir yardım arayışına girmektedir.
Milman [Milman, 1979 #25] araştırmasında yaş ortalaması 19 olan hiperaktif erişkinlerin 67%'sinin sosyal problemleri olduğu ve sadece %27'sinin heteroseksüel olgunluğa eriştiğini yani karşı cinsle iletişim kurabildiğini, nişanlanmış ya da evlenmiş olduğunu belirtmektedir. Weiss ve Hechtman [Weiss, 1993 #26] de ortalama yaşları 25 olan erişkinlerin DEHB olmayan ve diğer bütün açılardan benzer olan kontrol grubuyla karşılaştırıldığında ölçülen bütün sosyal beceri alanlarında (iş görüşmeleri, girişkenlik gerektiren durumlar ve heteroseksüel etkileşimler) önemli ölçüde daha kötü performans gösterdiklerini ortaya koymuştur.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklarda sosyal beceri eksikliği bir çok araştırmacı tarafından saptanmıştır. [Frederick, 1994 #39] [Landau, 1991 #40] Erişkin ya da ergenlik dönemindeki DEHB hastaları sıklıkla sosyal beceri eksiklikleri yaşarlar ve iletişim becerilerini geliştiremezler. DEHB olan kişi, sosyal becerilerin önemli bir parçası olan beden dili, yüz ifadelerini uygun bir şekilde okuma becerilerini geliştiremez. Dürtüsellikleri, dikkatlerinin kolayca dağılması, dikkatlerinin yalnızca kendilerine odaklanmış olmaları gibi nedenlerle bu çok önemli sosyal becerileri geliştiremezler. DEHB olan çocuklar çevreyi dikkatle gözleyemedikleri için, sosyal beceri örneklerini kopyalayamaz, pratik yapamaz ve geribildirimleri alamazlar. DEHB çocuk arkadaş gruplarına katılmakta güçlük çekebilir ve özellikle hiperaktif çocuk alay konusu olabilir ya da dışlanabilir. Erişkin birey olduğunda DEHB bu becerilerden yoksun olduğunun farkında bile olmayabilir. Nadeau özellikle kız çocuklarının arkadaşlarıyla daha çok bağlantı kurma ihtiyacı içinde olduğundan zayıf sosyal etkileşimlerden daha olumsuz etkilendiğini söylüyor. [Nadeau, 1999 #38]
Novotni erişkin DEHB'lerin yaşadığı sosyal problemleri "atıf ve yanlış atıf" mekanizmasıyla açıklıyor. [Novotni, 1999 #41] Birçok erişkin DEHB'un yaşadığı sosyal izolasyon ve reddedilme aslında DEHB belirtileri olan davranışların çevre tarafından "bencillik, ilgisizlik, düşüncesizlik, tembellik, aptallık ve hatta delilik"e atfedilmesine bağlı olduğunu söylüyor. Örneğin bir DEHB geç kaldığında aslında bu zamanı organize edememesine bağlı bir sorun iken, diğerleri bu geç kalmayı ilgisizlik ya da bencilliğe atfedebiliyorlar.
Sosyal becerilerdeki geriliğe katkısı olan bir diğer faktör de özgüven sorunudur. DEHB olan çocuk davranışlarının gerçek sebebi bilinmeden büyürken, anne baba ve diğerleri tarafından çok sık eleştirilmeye maruz kalır. Bu da çocuğun özgüveni düşük bir birey olarak gelişmesine neden olur. DEHB olan çocuğun anne veya babasında da benzer sorunun olması bu kısır döngüyü daha da içinden çıkılmaz bir hale getirir. DEHB olan ebeveyn işlevselliğini sürdürebilmek için düzenli bir ev ortamına ihtiyaç duyar. DEHB olan çocuğun dağıttığı bir ev ve yaptığı gürültü patırtıyı DEHB olmayan bir ebeveyn tolere edebilecekken, DEHB olan ebeveyn fazla tepki gösterebilir ve çocuk gereğinden fazla kısıtlandığı ve eleştirildiği bir ortamda büyümek durumunda kalır.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu hastalarının hem hedefe dönük davranışları gerçekleştirmede hem de özdenetim'de sorunlar yaşadığını ve bu nedenle çatışma çözümünde daha az yapıcı stratejiler kullandıklarının bir çok delili vardır. [Barkley RA 2006 #652] [Canu, 2007 #683] [Flory, 2006 #653] Henker ve Whalen’s [Henker, 1999 #682] gözden geçirmelerinde DEHB'li çocukların sosyal normları ihmal ettikleri için değil, öz-denetim sorunları nedeniyle uygunsuz davranışlarda bulunduklarını belirtiyorlar. Uygunsuz davranışları kendini ayrıca garip etkileşim biçimleri ve sıklıkla agresyonla da kendini gösterebilmektedir.[Erhardt, 1994 #685] Erişkin yaşamlarında romantik ilişkilerinde DEHB olanlar planlama zorlukları, hızlı ve belirgin değişim gösteren duyguları ve ömür boyu mücadele ettikleri düşük özgüven nedeniyle zorluk çekerler. [Canu, 2007 #627] [Weiss, 1999 #535] Bu araştırmalara paralel şekilde Canu ve arkadaşları [Canu, 2007 #683] DEHB'li romantik partnerlerin DEHB'si olmayanlara göre olumsuz çatışma çözme sitilleri daha aktif bir biçimde kullandıklarını buldular. Bu da DEHB olanların çatışmayı positif, ilişkiyi geliştiren bir şeye dönüştürmek için aktif çaba harcadıkları ama işlevsel olmayan emosyonel düzenlemeleri (dysfunctional emotional regulation) ve hedefe dönük davranşı sürdürememeleri nedeniyle sorun yaşıyor olabileceklerini gösteriyor.
Robbins DEHB olan bireyin uyaran eksikliği hissettikleri durumlarda tartışmayı provake edebileceğini söylüyor. [Robbins, 2005 #37] DEHB bir kez tartışmaya başladığında tartışmayı durdurmakta zorlanır ve bazıları son sözü söylemek zorunda hissederler. Karşısındakinin söylediklerine dikkatini veremediği için anlamadan cevap verme ve aceleciliğinden karşısındaki sözünü bitirmeden araya girme de eklenince DEHB'nin girdiği bu tartışmanın çözümlenmesi neredeyse imkansız bir hale gelmektedir.
Mate'in "duygusal allerji" diye tanımladığı durumu anlamak DEHB'lerin ilişkilerini anlamak açısından önemli. [Mate, 1999 #42] Nasıl ki allerjik bünyeli birisi başkasının tepki göstermediği bir yiyecek ya da nesneye fazlasıyla tepki göstermektedir, DEHB birey de benzer şekilde duygusal meseleler karşısında hızlıca ve abartılı bir tepki ile aşırı duyarlılık gösterebilmektedirler. Mate'in benzetmesiyle adeta bir hassas bir barometre gibi atmosferdeki stres düzeyindeki en ufak değişikliklerini hissederek tepki verebilmektedir. Böylece kolayca alınganlık göstermekte, incinmekte ve öfke gösterebilmektedirler. Bu aşırı tepkisellik çevredekler için oldukça itici olabilmektedir. Çevrenin bu hassasiyete göstereceği tepki sonucu belirleyici olmaktadır. Sonuç olarak çevredeki kişiler de bu kadar hızlı reaksiyon gösteren biriyle ilişklerini kısıtlamaktadırlar.
DEHB olan kişilerin tabiri caizse "frenleme" sorunları vardır. Normal olarak herkeste var olan istekler, dürtüler karşısında "normal" kişi önce durur, düşünür, hesap eder ve sonra dürtüleri doğrultusunda hareket eder ya da frene basarak kendisini durdurur. Hiperaktive sorunu olan kişi ise bir çok farklı şekillerde ve durumda içinden gelenleri frene basarak engelleyemez. Örneğin eşine ya da ailesine danışmadan alışveriş yapar, ortak verilmesi gereken tatil planları yapar. Bu ortak meselelerdeki dürtüsel davranışlar sık sık evde sorunlara yol açabilir. Eşin uyarmasına rağmen devam eden trafikteki dürtüsel kararları bile eşin "hassasiyetlerinin dikkate alınmadığı" gerekçesiyle kavga ve sorunlara yol açabilir.
Dikkat eksikliği kendisini bir konuşma sırasında kendisine söylenenlere dikkatini veremeyerek gösterebilir. Bir sohbet sırasında kişi dikkati dağılarak kendisine söylenenleri adeta duymamaya başlar. Konuşulan kişi açısından bakıldığında bu dikkate alınmamak olarak yorumlanır. Evli çiftlerde dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olmayan eş "beni dinlemiyor, öyleyse beni önemsemiyor" diyerek yorumlar.
Buna bir de dürtüsellikten kaynaklanan aklına geleni söyleme eklenince konuşmanın kavgaya dönüşmesi an meselesidir. DEHBli erişkinin eskilerin değişiyle dilinin kemiği yoktur! Söylenmemesi gerekeni söyleyebilir. Karşısındakinin sözünü bitirmeye fırsat vermeden sözünü keserek konuşmaya dalabilir. Aslında bunun bir sebebi de DEHB olan kişinin aklına geleni az sonra dikkati dağılarak unutacağından duyduğu endişedir.
Bir çalışmada eşlik eden diğer bozukluklar kontrol edildiğinde erişkin yaşamda devam eden DEHB hastalarında daha fazla rastgele cinsel ilişki, daha fazla sayıda partner ve daha fazla istenmeyen gebelik olduğu gösterilmiştir. [Flory, 2006 #653]
DEHB'in yol açtığı önemli bir sorun da zamanı etkin kullanamamadır. Birçok projeye başlanır yarım bırakılır, kütüphane başlanıp bitirilememiş kitaplarla doludur. Çalışma ofisinde dosyalanmayı bekleyen kâğıt yığınları vardır. Aslında çevredeki karmaşa, zihindeki karmaşanın da bir yansımasıdır adeta.
Erişkin dikkat eksikliği hiperaktive bozukluğunun olumsuz sonuçlarından biri de meslek hayatları ve kariyerleriyle ilgilidir. Erişkin DEHB hastaları arasında sık iş değiştirme, işten atılma ya da istifa etme sık görülür. İşini devam ettirenlerin de genellikle esnek çalışma saatleri olan işlerde çalıştıkları ya da kendi işlerini yürüttükleri dikkati çekmektedir. Böyle bir çalışma ortamı bir ölçüde otonom bir çalışma hayatı sağlamaktadır. [Carroll, 1998 #567]
Sık iş değiştirmenin çoğu zaman sebebi can sıkıntısıdır. Bir kısım DEHB'liler işi değiştirmekle kalmaz heyecan arayışı içinde başka bir şehre de taşınabilir. İşten atılma durumunda ise, işi tamamlayacak organizasyon becerilerinin olmaması, alelacele iş yapmaya çalışırken ortalığı karıştırma, gereksiz bir detay üzerinde fazla zaman harcama ve işi zamanında bitirememe, iş arkadaşlarıyla sorunlar gibi farklı gerekçelerle işten atılabilirler.
Uyaran arayışı, kendini kontrol edememe ve bazen de maddenin dikkat eksikliği hiperaktivite belirtilerini yatıştıcı etkisi gibi nedenlerle bu kişiler bağımlılığa kuvvetle adaydırlar. Bu maddelerin başında sigara gelmektedir.
Bütün yaşadıklarından, ilişki ve iş sorunlarından sonra dikkat eksikliği hiperaktivite sorunu olan kişi, olup bitenleri kendi aptallığı, beceriksizliği olarak yorumlayarak özgüveni düşük bir birey olarak algılamaya başlayabilir.